|
Öz: Rusların 1917 İhtilâli sonrası Kafkasya’dan çekilmeye başlaması ile birlikte bölgenin Büyük Güçler açısından önemi arttı. Rusların Kafkasya’dan çekilmesinin meydana getirdiği boşluk, Türkler tarafından bölgenin Orta Asya’ya açılan bir kapı olarak kullanılmasına imkân vermişti. Bununla birlikte Kafkasya’nın Kızıl Ordu tarafından yeniden ele geçirilmesi ve bölgenin Sovyetleştirilmesi politikası soruna yeni bir boyut katmıştır. Bazı Ermeni grupların ve özellikle Taşnakların Türkiye’ye göç etmek istemeleri, Türk-Rus ilişkilerinde doğurabileceği olumsuz sonuçlar nedeniyle, Türk yetkilileri bu durum karşısında önleyici bazı tedbirler almak zorunda bırakmıştır.
Anahtar Kelimeler: Milli Mücadele, Türk-Rus İlişkileri, Sovyetleştirme, Kafkasya, Göç.
Abstract: The withdrawal of Russians from the Caucasus following the 1917 Revolution raised the importance of this region in the eyes of the Great Powers. Since the vacuum created by withdrawal of Russian forces rendered an opportunity for the Turks to use the region as a gateway towards Central Asia. However the reinvasion of the Caucasus this time by the Red Army and the Sovietization policy pursued by the new regime unveiled a new dimension in the conflict. When some Armenian groups especially Dashnaks sought immigration to Turkey, Turkish officials took some measures to prevent this with the aim of forestalling possible negative consequences it might have had on the relations between Turkey and Russia.
Key Words: National Struggle, Turkish-Russian Relations, Sovietization, Caucasus, Immigration.
Giriş
Birinci Dünya Savaşı sonrası Müttefik devletler, Türkiye-Ermenistan sınırının ABD Başkanı Wilson tarafından belirlenmesi kararına varmışlardı. 1920 yılı sonlarında ise Başkan Wilson beklenen kararını vermiş, çizdiği sınırlar Trabzon’u da içine alacak şekilde Türkiye’nin doğusunu Ermenistan’a bırakmıştı. Haziran 1920’de, Ermeniler Oltu’daki Türk mahallî yönetimine karşı geniş çaplı bir saldırı başlatarak bölgedeki Türklere karşı katliâma girişmişti[1]. Bu arada Bolşevik Ermenileri, Büyük Ermenistan hayali peşinde koşan Ermenileri ve Taşnakları eleştirmiştir. Emperyalist devletlerin propagandasına kapılan bu grupların “Büyük Ermenistan” hayaliyle uğraştıkları belirtilmiş ve bu grupların milletlerinin refah ve saadetini toprak genişletmede değil, birbirlerine kardeşlik ve dostluk göstermeleriyle, birbirlerinin hukukunu tanımakla ayakta durabileceğini bilmeleri gerektiğini ifade etmişlerdi[2]. Bu olaylar üzerine TBMM Hükûmeti Ermenistan’a yönelik askerî harekâtın başlatılmasını ve Misak-ı Millî ilkelerine uygun biçimde Doğu Anadolu sınırımızın gerçekleştirilmesini kararlaştırmıştı. Doğu Cephesi Komutanı Kâzım Karabekir komutasında 28 Eylül’de başlayan askerî harekât sonrasında, Sarıkamış bölgesi ve Kars kurtarılmış, 7 Kasım günü ise Gümrü’ye girilmişti. Ermenilerin barış istemesi üzerine önce bir ateşkes anlaşması, 2 Aralık 1920 tarihinde ise Gümrü Barış Anlaşması imzalanmıştı[3]. Gümrü Anlaşması ile 1828’de İran’dan Rusya’ya geçen ve 1918’den beri Ermeni işgali altında bulunan Iğdır ve Tuzluca ilçeleri ile birlikte Kars bölgesi geri alınmıştı. Yine anlaşmanın ikinci maddesi ile Nahçıvan-Şahtahtı-Şarur bölgesi geçici olarak Türkiye’nin koruyuculuğuna bırakılmıştı[4]. Böylece Ermeniler Wilson’u tekzip edercesine Trabzon ve Erzurum’dan vazgeçmişlerdi. Gümrü Barış Anlaşması daha sonra yapılan Kars Anlaşmasına da temel olmuştu[5].
Ermenistan’ın Sovyetleştirilmesi ve Ermeni Mülteciler Sorunu
1920 yılı hem Sovyet Rusya’nın milliyetler politikası açısından hem de Kafkasya’da bağımsızlığını yeni kazanan Azerbaycan, Ermenistan ve Gürcistan devletleri açısından bir dönüm noktası olmuştur. Sovyet Rusya, iç savaşın sona ermesiyle birlikte milletlerin kendi kaderini tayin hakkını, ayrılma hakkı olarak değil birçok milletten oluşan sosyalist bir toplumda milletler arasında eşitlik ve bir milletin diğer bir millet tarafından sömürülüşüne son verilmesi olarak sunmaya başlamıştı[6]. 28 Nisan 1920 de Azerbaycan’ın Bolşevikleştirilmesinden sonra, kızıl Rus birlikleri Ermenistan’ı da Bolşevikleştirmişlerdi[7]. Ermenistan’da Sovyet yönetiminin kurulduğu bir süreçte Gümrü’de bulunan Ermeniler ve özellikle Taşnak grupların bu ülkeden Türkiye’ye iltica etmek istemeleri Türk-Rus ilişkilerinde yeni sorunlar doğurabilirdi[8]. Türkiye, Kafkasya’nın Bolşevikleştirilmesi süreci ile yeniden bölgeye yerleşen Rusya ile ilişkilerine özel bir önem verirken bölgedeki gelişmeleri yakından izlemiştir.
12. Fırka Komutanlığının 18 Mart 1921 tarihli yazısında Bolşeviklerin baskısına maruz kalan Taşnak kuvvetlerin silâhlı olarak münferit ya da toplu olarak sınırdan geçme girişiminde bulunabilecekleri ve silahlarını teslim etmeyi teklif edebilecekleri belirtilmişti. Taşnak grupların Türkiye’den korunma talebi ile zor ve silah kuvvetiyle güvenlik hattını izinsiz geçmek istemeleri durumunda nasıl hareket edilecek ti? 12 . Fırka Komutanlığı, izinsiz olarak güvenlik hattını geçmek isteyen Taşnak grupların, durmaları için uyarılmasını, uyarılara uyulmadığı takdirde ise silah kullanılarak bil-fiil engel olunmasını isteniyordu. Silahlarını teslim ederek girmek isteyenlerin ellerindeki silah ve mühimmat, güvenlik hattı dışında teslim alınacak ve bu gruplar koruma altında tutuklu bulundurulacaktı[9].
Ermenistan’da ise halk, bütün Kafkasya da olduğu zor koşullar altındaydı. Özellikle mahkûmlar dehşet bir durumdaydı. Günlük tayınları sadece 1 lb. ekmek veya başka şeyden ibaretti. Hücreleri akşam 7’den sabah 9’a kadar kapalıydı. Mahkûmlar tahammül edilmez sıhhî şartlarda küçük hücrelerde yaşıyorlardı. Ermenistan’daki Rus Sovyet Devrimci Komitesi; milli tehlikenin korkusuyla, sistematik olarak Ermeni memur ve askerlerini boşaltarak yerlerine câhil de olsa Rusları yerleştiriyorlardı[10].
Bu süreçte Gümrü Baş komiseri Serkitis ile 12. Fırka Komutanı Osman Nuri arasında Gümrü’de yerleşik Ermenilerin köylerine dönmesine ilişkin yazışmalar yapılmıştır. Serkitis, 100 numrolu yazıda, Gümrü’de yerleşik muhacirlerin kendi köylerine nakli için müracaat ettiğini belirtmektedir. Serkitis’in, Gümrü’deki Ermeni muhacirlerin bulundukları yer ve sayılarını gösteren raporu, 12. Fırka Komutanı Mirliva Osman Nuri’ye 19 Mart 1921 tarihli yazısı ile sunulmuştu[11].
Gümrü muhacirlerinin iskanına ilişkin rapor üzerine 12. Fırka Komutanı Osman Nuri Bey, Milis Baş komiserliğine iletilmek üzere, Gümrü Merkez Komutanlığına gönderdiği 23 Mart 1921 tarihli cevap yazısında, Gümrü ahalisinden Arpaçay’ın Batısındaki köylere gitmek isteyen ahalinin isteğinin şimdilik gerçekleşemeyeceğini bildiriyordu. Buna karşın Söğütlü, Molla Gökçe, Arigoveli, Yeğenler, Boğdaşin, Büyük Artık, Boğazkesen, Golfat, Mahmutçuk, Şirvancık, Bozdoğan köylerine dönmek isteyen ahaliye, gitmeleri için izin verilmişti. Osman Nuri Bey, söz konusu köyler ahalisinden birinci kafilenin düzenli bir biçimde köylerine vesika ile sevklerinin sağlanmasını bildirmiş, diğer köyler ahalisinin de aralıklarla sevk edileceğinin Milis Baş komiserliğine duyurulmasını istemişti[12].
12. Fırka Komutanı Osman Nuri Bey’in, Doğu Cephesi Komutanlığına yazdığı 27 Mart 1921 tarihli raporda esasen Kafkasyalı olup savaşın zorlukları dolayısıyla Gümrü kasabasında kalmış olan Rus ailelerinden bazılarının dilekçe ile müracaat ettiği kaydediliyordu. Gümrü’de bulunan bu aileler, Osmanlı Devleti tebaalığına girerek memalik-i Osmaniye’de yerleşmek için müsaade istiyorlardı. Osman Nuri Bey, bu gibi müracaat edenler hakkında nasıl işlem yapılacağı hususunda Doğu Cephesi Komutanlığının görüşünü soruyordu[13]. 12. Fırka Komutanlığı’na yazılan ve altında Mihail Pineyitof, yanında bir kadını ve bir çocuğu olan Vilademir Lonef ile yanında bir ailesi, iki çocuğu ve iki kız kardeşi bulanan İvan Şerişinof’un imzaları bulunan 26 Mart 1921 tarihli dilekçe şöyleydi:
“Gümrü Mevkii Kumandanı Osman Nuri Beyefendi Hazretlerine
Alicenab Kumandan Beyefendi,
Bizler esasen Kafkasya’nın Kuban vilayeti ahalisinden olup halen Gümrü’de ikamet etmekteyiz. Harbin her türlü tahmil ettiği bâr-ı zaruret bizleri de kasdı kavurdu ve bütün emlak ve emvâlimizi mahvetti. Bugüne kadar namuskârane yaşayarak son kapiğimize varıncaya kadar sarf ettik. Şimdi ise vaziyet-i maliyemizin marûl arz şekli ve Gümrü’de yaşamanın imkânsızlığı bizi şaşırttı. Vatan-ı sâbıkında da bir alakası kalmayan biz zavallılar âlicenap ve merhametli olan siz Türklerin cenâh-ı insaniyetine iltica ederek tebaa-i mutianız meyanına dahil olmak ve elimizden geldiği kadar çalışarak şimdiye kadar olduğu üzere namuskârane yaşamak üzere Erzurum’a gitmekliğimize müsaade buyurulmasını rica ediyoruz Sefaletin dâr-ül menfaya doğru sürüklediği biz zavallıları ebediyete kadar minnettar bırakacak olan bu lütf-u âlilerinden hissemend buyurmalarını bütün familyalarımızla zat-ı âli-i kumandanilerinden rica ediyoruz muhterem Beyefendi Hazretleri...”[14].
Erivan’da murahhas bulunan Yüzbaşı Bahaeddin Efendi, cephe komutanlığına yazdığı 1 Nisan 1921 tarihli raporda birçok Ermeni’nin, Bolşeviklerin Erivan’ı zabtı halinde bütün top ve tüfekleriyle bize teslim olacaklarını haber aldığını kaydetmekteydi. Yüzbaşı Bahaeddin Efendi, Türk Ermenileri’nin başlarına gelen bütün felaketleri Rus Ermenilerine atfetmesi dolayısıyla intikam almak üzere bunları katliâm ederek iltica etmeleri ihtimalinin de elde ettiği bilgiler arasında olduğunu belirtmişti. Ayrıca bir emri vaki karşısında kalınmaması için Iğdır Grubuna şimdiden gerekli talimâtın verilmesi hususunu da cephe komutanlığının görüşüne sunmuştu[15]. Doğu Cephesi Komutanı Kazım Karabekir Paşa, Genelkurmay ve Dışişleri Bakanlığına konu hakkında yazdığı 2 Nisan 1921 tarihli telgrafta Ermenilerden iltica edenler olursa kabul edilmeleri, silahlarının alınarak nezaret altında bulundurulmaları hususunda birliklere emrettiğini bildiriyordu[16]. Cephe Komutanlığının 2 Nisan 1921 tarihli yazısında Bolşeviklerin Erivan’ı zabtı halinde birçok Ermeni’nin top ve tüfekleriyle bize teslim olacaklarının haber alındığı, iltica etmeleri durumunda kabul edilerek derhal top ve tüfekleri ile savaş malzemelerinin ellerinden alınması, ayrıca gözetim altında bulundurulmaları isteniyordu[17].
Cephe Komutanlığının 4 Nisan 1921 tarihli emrinde ise, Ermenilerle Bolşevikler arasındaki savaş sonucunda, Ermeniler için başarı imkânı kalmadığı takdirde Ermenilerden Bolşeviklere muhalif olanların ve özellikle Osmanlı Ermenilerinin ellerindeki her çeşit silah ve savaş malzemeleriyle bize sığınmaları halinde alınacak önlemlere yer veriliyordu. Revan ve Açmiyadzin istikametlerinden gelecek Ermeniler, büyük bir olasılıkla Hacıbayram köprüsünden geçecekleri için Hacıbayram köprüsü ile daha kuzeydeki Arpaçay köprülerinin gözetlenmesi ve bu yönden geçecek Ermenilerin silahlarının alınması isteniyordu. Ayrıca cepheye ve 12. fırkaya bilgi vermek üzere 11. Fırka süvari bölüğünün Digor mıntıkasına gönderilmesi de alınan önlemler arasındaydı[18]. İstanbul’da çıkan “Yergîr” adlı Ermeni gazetesi[19], Bolşeviklerin Ermenistan’ı istilâsı sonucunda bir iç savaş yaşanmadığını yazıyordu.
Yergir’in haberine göre, Veraçyan başkanlığındaki sâbık hükümet üyeleri tehlikeyi sezerek Türkiye’ye iltica etmek istemişler, Türkiye ise Ermenistan ile Türkiye arasındaki ihtilâflı arazide kalmamak şartıyla bu teklifi kabul ederek Türkiye sırını geçmelerine izin vermişti. Bundan dolayı Bolşevikler Erivan’ı işgal etmesi üzerine Veraçyan kabinesi üyeleri, beraberlerindeki bir miktar ahali ile Türkiye sınırını geçmişlerdi. Gazete, Veraçyan başkanlığındaki bu Erivan milliyetçilerinin Erzurum, Van ve Bitlis havalisinde ikâmet edemeyeceklerine göre Ankara ya da Diyarbakır’a gitmiş olduklarına ihtimal verildiği yorumunu yapmıştı[20]. Cephe Komutanı Kâzım Karabekir Paşa, 11 Nisan 1921’de ise Ermenistan’dan gelen mültecilerin ülke içerisine kabul edilmemesini, silahlarından tecrit edildikten sonra iade edilmeleri gerektiğini bildiriyordu[21]. Cephe Komutanlığının 17 Nisan 1921 tarihli yazısında 500 kadar Ermeni ailesinin eşyalarıyla Hacıbayram Köprüsüne gelerek sınırımızdan içeri geçmek istediklerinin anlaşıldığı, bunların hiçbir sûretle sınır dahiline kabul edilmemesi, ayrıca bundan böyle gelecek olanların da kabul edilmeyeceği bildiriliyordu. Sınırı gözetlemeye görevli birliklerin, bu hususlara dikkat etmeleri isteniyordu. Digor’da bulunan Hacıbayram Köprüsü civarını gözetim altında bulunduran süvari alayı, Aras yolunu sürekli gözetleyecek ve kimsenin sınırdan içeri geçmesine izin vermeyecekti[22].
Sonuç
Sonuç olarak Ermenistan’ın Bolşevikleştirilmesi sonrası, Bazı Ermeni grupların ve özellikle Taşnak Ermenilerin Türkiye’ye iltica etmek istemeleri, Sovyet Ermenistan-Türkiye ilişkilerine etki edebilecek önemli bir hadise olarak algılanmış ve Doğu Cephesi Komutanlığı bu konu üzerinde hassasiyetle durarak gerekli önlemleri almıştı. Bu çalışmada, Milli Mücadele dönemi ortamında Kafkasya'nın Bolşevikleştirilmesi sürecinde Türkiye'ye ve Türk milletinin şefkatine sığınan Ermeni mültecilerinin durumu ele alınmıştır. Arşiv belgelerinin ortaya koyduğu bilgiler ışığında uluslararası ilişkiler ve dönemin konjonktürünü göz önünde bulunduran Türkiye'nin bu talebi uygun görmediği anlaşılmıştır.
EK
Gümrü Baş komiseri Serkitis’in, 12. Fırka Komutanı Mirliva Osman Nuri’ye 19 Mart 1921 Tarihli Yazısı İle Sunduğu Gümrü’deki Ermeni Muhacirlerin Bulundukları Yer Ve Sayılarını Gösteren Rapor[23]:
Nr
|
Köy
|
Hane
|
Erkek
|
Kadın
|
Toplam
|
1
|
Papandor
|
42
|
65
|
175
|
240
|
2
|
Kömek Kara Kilise
|
215
|
273
|
774
|
1047
|
3
|
Tavşankışla
|
50
|
116
|
215
|
331
|
4
|
Ortakilise
|
53
|
49
|
75
|
124
|
5
|
Dağarlı
|
45
|
57
|
160
|
217
|
6
|
Kızılçakçak
|
145
|
185
|
229
|
414
|
7
|
Nubarlı
|
48
|
71
|
81
|
152
|
8
|
Câcûr
|
5
|
3
|
11
|
14
|
9
|
Akbuluk
|
2
|
2
|
3
|
5
|
10
|
Celuhan
|
10
|
14
|
31
|
45
|
11
|
Ceraflı
|
6
|
5
|
7
|
12
|
12
|
Ocaklı
|
20
|
31
|
70
|
101
|
13
|
Ĥavrum
|
6
|
6
|
11
|
17
|
14
|
Düzkend
|
1
|
1
|
1
|
2
|
15
|
Kipenk
|
3
|
5
|
5
|
10
|
16
|
Büyük ve küçükkiti
|
46
|
58
|
89
|
147
|
17
|
Ağin
|
14
|
10
|
26
|
36
|
18
|
Zâim
|
14
|
15
|
33
|
48
|
19
|
Çirmeli
|
21
|
14
|
29
|
43
|
20
|
Palutlu
|
3
|
4
|
1
|
5
|
21
|
Tepedolak
|
6
|
9
|
20
|
29
|
22
|
Vartanlı
|
1
|
1
|
1
|
2
|
23
|
Kızıl Kilise
|
10
|
12
|
20
|
32
|
24
|
Söğütlü
|
2
|
3
|
3
|
6
|
25
|
Hacınazar
|
4
|
4
|
20
|
24
|
26
|
Konakkıran
|
40
|
143
|
24
|
167
|
27
|
Hamamlı
|
2
|
1
|
4
|
5
|
28
|
Tomartaş
|
3
|
2
|
8
|
10
|
29
|
Arkîna
|
12
|
10
|
13
|
23
|
30
|
Aleksandrofka
|
5
|
6
|
29
|
35
|
31
|
Sarıyar
|
1
|
1
|
............
|
1
|
32
|
Kaltakçı
|
1
|
2
|
............
|
2
|
33
|
Üzümlü
|
2
|
4
|
2
|
6
|
34
|
Holagökçe
|
1
|
1
|
1
|
2
|
35
|
Arhovalı
|
1
|
1
|
.......
|
1
|
36
|
Abdi bey
|
1
|
2
|
1
|
3
|
37
|
Yeğenler
|
1
|
1
|
7
|
8
|
38
|
Bağdaşin
|
4
|
6
|
15
|
21
|
39
|
Gazarbad
|
39
|
117
|
179
|
296
|
40
|
Kanlıca
|
77
|
87
|
91
|
178
|
41
|
Büyük Artık
|
3
|
3
|
8
|
11
|
42
|
Sarıkamış
|
38
|
92
|
96
|
188
|
43
|
Kars
|
220
|
291
|
440
|
731
|
44
|
Rusköy (Aleksandrofka)
|
6
|
8
|
12
|
20
|
45
|
Tikensiz
|
32
|
43
|
85
|
128
|
46
|
Paldırvan
|
48
|
46
|
67
|
113
|
47
|
Medrek
|
19
|
20
|
34
|
54
|
48
|
Başşurekil
|
47
|
76
|
137
|
213
|
49
|
Başgedikler
|
30
|
33
|
68
|
101
|
50
|
Mezrea
|
51
|
48
|
100
|
148
|
51
|
Arazi (Ayn)
|
4
|
3
|
21
|
24
|
52
|
Karamehmed
|
17
|
23
|
44
|
67
|
53
|
Kapukulu
|
33
|
58
|
97
|
155
|
54
|
Uzunkilise
|
64
|
72
|
115
|
187
|
55
|
Mecidli
|
1
|
1
|
1
|
2
|
56
|
Karahan
|
5
|
10
|
5
|
15
|
57
|
Câlâ
|
12
|
6
|
33
|
39
|
58
|
Şahnalar
|
5
|
3
|
9
|
12
|
59
|
Beğliahmet
|
24
|
27
|
24
|
51
|
60
|
Hamzagerek
|
37
|
47
|
123
|
170
|
61
|
Soğanverdi
|
18
|
25
|
53
|
78
|
62
|
Boğazkesen
|
2
|
............
|
2
|
2
|
63
|
Yerveli
|
41
|
38
|
38
|
76
|
64
|
Görekdere
|
34
|
56
|
56
|
112
|
65
|
Oğuzlu
|
22
|
30
|
79
|
109
|
66
|
Çirpeli
|
6
|
6
|
22
|
28
|
67
|
Koşavanık
|
15
|
21
|
24
|
45
|
68
|
Yertekin
|
1
|
1
|
2
|
3
|
69
|
Parkit-Yazkend
|
40
|
33
|
63
|
96
|
70
|
Alihan
|
1
|
1
|
2
|
3
|
71
|
Çorlu
|
1
|
1
|
5
|
6
|
72
|
Ördekli
|
14
|
11
|
15
|
26
|
73
|
Gedikler
|
9
|
9
|
6
|
15
|
74
|
Adıyaman
|
1
|
1
|
2
|
3
|
75
|
Hacıhalil
|
1
|
1
|
5
|
6
|
76
|
Ağcakale
|
10
|
9
|
32
|
41
|
77
|
Kabas
|
12
|
10
|
16
|
26
|
78
|
Sungurlu
|
2
|
2
|
10
|
12
|
79
|
Gözüdere
|
2
|
3
|
2
|
5
|
80
|
Bayrakdar
|
4
|
14
|
7
|
21
|
81
|
Kızılkoç
|
13
|
21
|
14
|
35
|
82
|
Yaşköy
|
5
|
7
|
1
|
8
|
83
|
Mollamusa
|
9
|
24
|
5
|
29
|
84
|
Karmirvanık
|
3
|
10
|
7
|
17
|
85
|
Tekneli
|
1
|
1
|
1
|
2
|
86
|
Uzunlu
|
2
|
4
|
2
|
6
|
87
|
Ortagedikler
|
1
|
2
|
........
|
2
|
88
|
Daşkaf
|
1
|
7
|
1
|
8
|
89
|
Kelençbatak
|
2
|
9
|
1
|
10
|
90
|
Çeleb
|
27
|
36
|
14
|
50
|
91
|
Kemavanık
|
1
|
1
|
1
|
2
|
92
|
Golkat
|
2
|
8
|
5
|
13
|
93
|
Benzkan(Akbabada)
|
7
|
12
|
4
|
16
|
94
|
Kapanlı
|
3
|
7
|
6
|
13
|
95
|
Arhuval
|
1
|
1
|
1
|
2
|
96
|
Karımlı (Sarıkamışta)
|
1
|
1
|
......
|
1
|
97
|
Mahmutçuk
|
1
|
1
|
1
|
2
|
98
|
Şirvafcuk
|
2
|
5
|
3
|
8
|
99
|
Pakvan
|
1
|
2
|
......
|
2
|
100
|
Haniköy
|
31
|
19
|
15
|
34
|
101
|
Gedik
|
1
|
1
|
1
|
2
|
102
|
Derbend
|
16
|
25
|
6
|
31
|
103
|
Pîrin
|
19
|
45
|
18
|
63
|
104
|
Kağızman
|
8
|
12
|
12
|
24
|
105
|
Kurhane
|
7
|
11
|
14
|
25
|
106
|
Bozdoğan
|
4
|
2
|
2
|
4
|
107
|
Digor
|
3
|
6
|
8
|
14
|
108
|
Çukur
|
7
|
9
|
29
|
38
|
109
|
Ağ üzüm
|
3
|
83
|
3
|
86
|
110
|
Karayal
|
3
|
17
|
2
|
19
|
111
|
Bulanık
|
6
|
23
|
3
|
26
|
112
|
Kelleli
|
19
|
47
|
52
|
99
|
113
|
Gediksatılmış
|
29
|
31
|
73
|
104
|
------------------------------------------------------------------------------
[1] Dışişleri Bakanlığı, durumu 7 Temmuz 1920’de protesto etmiş ve Ermenilere ültimatom vermişti. Ancak Doğu harekâtının başlaması için İngiliz birliklerinin bölgeyi boşaltması beklenmişti. İngilizler boşaltma işlemini Temmuz 1920’de gerçekleştirmişlerdir. Son İngiliz birliğinin Batum’dan ayrılması üzerine şehir, ahalinin karşı koymasına rağmen Gürcü Hükümeti’nin eline düşmüş ve bu durum Dışişleri Bakanlığı tarafından protesto edilmişti. Bkz. Yusuf Hikmet Bayur, Türkiye Devletinin Dış Siyasası, Ankara: Türk Tarih Kurumu Yayınları,1995, s.65-66.
[2] Sabahattin Özel, “Mondros Mütarekesi Sonrasında Trabzon’a Yönelik Ermeni Faaliyetleri ve Ermeni Sorunuyla İlgili Bazı Gerçekler”, İstanbul Üniversitesi Atatürk İlk. Ve İnk. Tarihi Enstitüsü Yıllığı V, 1990. s. 159.
[3] İsmail Soysal, Tarihçeleri ve Açıklamaları ile Birlikte Türkiye’nin Siyasal Andlaşmaları I. Cilt (1920-1945), Ankara: Türk Tarih Kurumu Yayınları, 1989, s. 17-27. Gümrü Anlaşmasını TBMM hükümeti adına Şark Cephesi Komutanı Kâzım Karabekir, Erzurum valisi Hamit ve Erzurum mebusu Süleyman Necati Beyler ile Menşevik Ermeni hükümeti adına Hatisyan, A. Külhandanyan ve İ. Gorgoryan imzalamıştı. Ancak anlaşmanın imzalandığı 2 Aralık 1920’de Erivan’da bir Sovyet Ermeni hükümeti kurulmuştu. Eski Ohancanyan kabinesinin imzaladığı anlaşma, yürürlüğe girmemesine rağmen Sovyet hükümeti ve birlikleri fiilen anlaşmaya riâyet etmişlerdi. Bkz. Tevfik Bıyıklıoğlu, Osmanlı ve Türk Doğu Hudut Politikası, İstanbul: Harb Akademileri Basımevi, 1958, s.29.
[4] Moskova Anlaşması ile söz konusu yetki Azerbaycan’a verilmişti. İsmail Soysal, Tarihçeleri ve Açıklamaları ile ….., s. 18.
[5] Coşkun Topal, Moskova Anlaşması’ndan Sonra Doğu Anadolu’nun Savunulması Sorunu, (Yayınlanmamış Doktora Tezi), Samsun, 2005, s. 28.
[6] E. E. H. Carr. Sovyet Rusya Tarihi Bolşevik Devrim 1 1917-1923. Çev. Orhan Suda, İstanbul: Metis Yayınları,1989, s. 333; Erel Tellal, “Misaid Sultan Galiyev”¸ A.Ü. SBF Tartışma Metinleri, 28/2001 Ocak, s. 4.
[7] Kafkasya’nın Bolşevikleştirilmesi süreci için bkz. Aşenba, “Şimalî Kafkasya’da Bolşevikler”, Milliyet ve Bolşevizm Makaleler Mecmuası, (Resulzâde Mehmed Emin Bey Riyaset-i Tahririyesi Altında Telif Edilmiştir.) İstanbul: Orhaniye Matbaası, 1928, ss. 73-103.
[8] Roderic H. Davison, “Turkish Diplomacy From Mudros To Lausanne”, The Diplomats 1919-1939, Gordon A. Graig-Felix Gilbert (Ed.) New Jersey: Princeton University Press, 1953, s. 191.
[9] Genelkurmay Başkanlığı Askeri Tarih ve Stratejik Etüt Dairesi Başkanlığı (ATASE) Arşivi, İstiklâl Harbi Cilt Kataloğu (İsh):14, Kutu no(K) :963, Belge no(B):157-1 ve 2.
[10] Coşun Topal, “İngiliz Arşiv Belgelerine Göre 1921 Yılında Güney Kafkasya”, Ülkümüz, Sayı:8, Yıl:4, Aralık 2007, s. 229.
[11] ATASE, İsh: 14, K:963, B:62-2.
[12] ATASE, İsh: 14, K:963, B:62-1.
[13] ATASE, İsh:14, K:963, B:78-1.
[14] ATASE, İsh:14, K:963, B:78-2.
[15]ATASE, İsh:12, K:960, B:96-4. Karabekir, Yüzbaşı Bahaeddin Efendi’ye gönderdiği 2 Nisan 1921 tarihli cevabî telgrafta Ermenilerden iltica edenler olursa kabul edilerek silahlarının alınması için birliklere emir verildiğini bildirmişti. Bkz. ATASE, Ish:12, K:960, B:96-3.
[16] ATASE, İsh:12, K:960, B:96-5.
[17] ATASE, İsh:14, K:964, B:2-1 ve 4.
[18] ATASE, İsh:14, K:964, B:2-3.
[19] Yergir gazetesinin imtiyaz sahibi Onnik Habazyan ve sorumlu müdürü Zeytunyanis’ti. Gazete Hınçak Cemiyeti’nin Beyoğlu'nda oluşturduğu Hınçak kulübü tarafından yayınlanıyor ve mütareke ortamında Ermenileri, sürekli Osmanlı Hükümeti aleyhinde tahrik ediyordu. Diğer yandan Erivan'daki Muvakkat Ermeni Hükümeti'nin tamamen Taşnak yanlılarından oluşması iki cemiyet arasında ayrılığa neden olmuştu. Sabahattin Özel, “Milli Mücadele Döneminde Kuzey Marmara Havzasında Rum ve Ermeni Çetelerinin Faaliyetleri”, İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Dergisi, Sayı 36, İstanbul, 2000, http://site.mynet.com/tarihimiz/tarihimiz/index.htm. (05 Mayıs 2008)
[20] İkdam, 11 Nisan 1921/1337, nr.8654.
[21] ATASE, İsh:14, K:964, B:2-3.
[22] ATASE, İsh:14, K:1022, B:36-1.
[23] ATASE, İsh: 14, K:963, B:62-3,4,5 ve 6.
| |