Anasayfaİletişim
  
English
- 18 2009                                                                     

DİASPORA ERMENİ GÖRÜŞLERİNİ DESTEKLEYEN TÜRK AYDINLARINI ELEŞTİRİYOR

18 2009, Kaynak : AVİM

Fransa’da yayımlanan “Collectif Van” internet sitesinde “Sivil Toplum ve Türk Aydınların Devlet İnkârcılığın Hizmetinde” başlığı ile çıkan bir yazıda Avrupa Ermeni Federasyonu Başkanı Laurent Leylekian’ın yaptığı bir konuşmada Türk aydınlarına da yer vermiş, bu Türk aydınlarının 2000’lerde “soykırımdan” ya da Ermenilerden bahsetmeye başlamış olmalarının Ermeniler tarafından hayretle karşılandığını ifade etmiştir. Örnek olarak, Ayşe Hür, Erol Özkoray, Baskın Oran ve Ahmet İnsel’ın adlarını veren Leylekian bu kişilerin ortak noktasının Kemalizm’in açık eleştirisi olduğunu söylemiştir.

Eleştirisini yaptığı Türk aydınların Ermeni meselesini farklı bir şekilde ele aldıklarını belirten Leylekian, “soykırımının” anlamını değiştirmek yönünde adımlar attıklarını ifade etmiş ve bu amaca ulaşmak için bazı yöntemler kullandıklarını belirterek bunları şu şekilde özetlemiştir:
-utanç konuşması,
-sınırları içine alma stratejisi (Ermeni sorununun tarihçiler ve uzmanlar tarafından arşivleri inceleyerek ele alınması),
-açık empati stratejisi (kısacası özür kampanyasına kadar giden “hepimiz acı çektik” politikası),
-radikallerin reddi stratejisi (Türk milliyetçileri ve Ermenileri karşı karşıya getirmek),
- mahrumiyet stratejisi (Ermenilerin öne sürdüklerinin yasa dışı olduğunu kabul ettirmek, ki bu strateji Türkiye dışında bile başarılı olmuştur).

Leylekian konuşmasında gerçeklerin kabul edilmesini ve sonuçlarına katlanılmasını, bunların tanınmaması adaletin inkâr edilmesi anlamına geldiği öne sürmüştür. Adaletin inkârı insan onuruna yapılan bir saygısızlık olarak algıladığını dile getiren Leylekian Türk aydınlarıyla diyaloga girmek için bazı önkoşulların gerektiğini söyleyerek bunları şöyle özetlemişidir:
- Sözde soykırımın tanınması, yani sadece tarihsel bir olgu olarak değil, aynı zamanda güncel siyasi bir sorun olarak görülmeli. Bir felaket ya da trajedi olarak değil, soykırım olarak tanınması.
- Osmanlı devletinin devamı olan Türkiye’nin bu konuda siyasi hukuki ve ahlaki sorumluluk üstlenmesi. 

Ragıp Zarakolu ve Ayşe Günaysu’nun bu koşulların yerine getiren kişiler olduğunu Taner Akçam’ın ise anlaşılması güç ve muğlak bir tutumdan daha kabul edilebilir bir tutuma geçtiğini ifade etmiştir.

    Habere Yorum Yaz        Tavsiye Et

   «  Geri