Çoğunluğunu gazeteci ve sanatçıların oluşturduğu 300 kadar Ermenistanlı aydın Cumhurbaşkanı Gül’e bir mektup göndererek, Türkiye-Ermenistan ilişkileri bağlamında soykırım sorununun önemli olduğunu, bu sorunun 1915’den beri iki milleti birbirinden uzaklaştırdığını, soykırımın zaman aşımına uğramayan bir insanlığa karşı suç olduğunu, Osmanlı Hükümetinin Ermenilere karşı soykırım suçundan sorumlu bulunduğunu ve bu sorumluluğun günümüz Türk Devlete miras kaldığını ileri sürmüşlerdir. Mektupta Türkiye’nin Ermeni tarihinin bu sayfasını gizleyemeyeceği, Ermeni soykırımını kabul etmesi gerektiği, buna her şeyden önce Türkiye’nin ihtiyacı olduğu zira ancak bu şekilde Türkiye’nin tarihi sorumluluğundan kurtulabileceğini ve onurlu bir şekilde diğer ülkelerin yanında yer alabileceği de ifade edilmektedir. Ayrıca ancak Türkiye “soykırımı” kabul ettiği takdirde iki millet arasında samimi bir diyalog ve gerçek bir barışmanın olabileceği belirtilmektedir. Mektup Cumhurbaşkanın Erivan’ı ziyaretinin ve Türkiye’nin Kafkasların güvenliği için yaptığı girişimlerin Türkiye’de geçekçi bir politikanın güdülmeye başlandığı ümitlerini doğurduğu ancak Türk devleti Ermeni soykırımını inkâr politikasına son vermediği takdirde bu çabaların başarılı olamayacağı ileri sürülmektedir.
Kısaca söz konusu mektupta Türkiye Ermeni soykırım iddiaları tanınmadığı taktirde iki halk arasında barış olmayacağı vurgulanmaktadır. Bu aşırı görüş Taşnaklara aittir; nitekim resmen Ermeni Devrimci Federasyonu adını taşıyan bu partinin Siyasi Direktörü Giro Manoyan mektubu övmüş, Ermenistan’da yayımlanmasının halkın soykırım sorununa verdiği önemi ortaya koyduğunu söylemiştir. Taşnak partisi kısa süre önce yaptığı bir toplantıda Ermenistan Hükümetini Türkiye ile ilişkilerinde dikkatli davranmaya çağırmış zira Ankara’nın soykırımın bazı ülkeler tarafından tanınmasını önlemeye çalıştığını ileri sürmüştü.
Cumhurbaşkanı Gül’e hitaben yazılmış olmakla beraber söz konusu mektubun gerçek adresinin Ermenistan Hükümeti ve özellikle de Devlet Başkanı Serj Sarkisyan olduğu görülmektedir. Taşnaklar öteden beri Türkiye ile normal ilişki kurmanın soykırımın tanınmasına bağlı olduğunu ileri sürmüşlerdir. Oysa Türkiye ile önkoşulsuz olarak ilişki kurmak istediğini her fırsatta ifade eden Sarkisyan idaresinin böyle bir talebi yoktur. Henüz bir sonuç alınmamış olmakla beraber iki ülke dışişleri bakanları arasında son aylardaki yoğun temaslar koalisyon hükümetinde yer alan Taşnakları telaşlandırmış ve Devlet Başkanı ve Hükümet söz konusu toplantı ve bu mektupla uyarılmıştır. Bu durumda Türkiye’nin ile Ermenistan arasında normal ilişkiler kurulduğu takdirde Taşnakların ya tutum değiştirmesi ya da koalisyondan ayrılması gerekecektir.
Bu vesileyle Türkiye’deki özür dileme kampanyasının başka Taşnaklar olmak üzere Ermenistan’da ve Diaspora’daki diğer aşırı milliyetçi görüş sahiplerini yüreklendireceğini ve bu bağlamda Türkiye ve Ermenistan arasında normal ilişkiler kurulması sürecine olumsuz etkiler yapacağını da belirtmek isteriz.