Anasayfaİletişim
  
English

'Ermeni Sorunu' ile ?lgili ?ngiliz Tezleri (?ngiliz Belgelerine Göre, 1920)

Doç. Dr. Neşe ÖZDEN*
ERMENİ ARAŞTIRMALARI, Sayı 25, 2007

 .&À €="justify">

Anahtar Kelimeler: Ermeni Sorunu, Büyük Ermenistan, Osmanl? Devleti, Türkiye, ?ngiltere.

Abstract: This study will cover a number of British political assessments of the Armenian Question, which had a significant place within the intense political manoeuvering leading up to the Peace Treaty of Sèvres signed between the Allied powers and the Ottoman Empire in August 1920. The project for a ‘Greater Armenia’ gained momentum during the time in question, which involved the process prior to an Allied occupation of Istanbul on 16 March, 1920. In this context, this study will try to demonstrate how the Armenian Question was perceived within British policy by referring to British archives.

Key Words: Armenian Question, Greater Armenia, Ottoman State, Turkey, Great Britain.

 

Giri?

?ngilizler Mondros Mütarekesi'nden hemen sonra i?gal ettikleri Kafkasya'dan A?ustos 1919-Temmuz 1920 tarihleri aras?nda kademeli olarak çekildilerse de, bölgeye yönelik politikalar?n? hem Ermenistan'?n geni?letilmesine hem de Erivan'daki Ta?nak yönetiminin kontrol alt?nda tutulmas?na yo?unla?t?rm??lard?. Bu çal??ma, 1920 y?l?nda, 'Büyük Ermenistan' projesinin ivme kazand??? Sevr Bar?? Antla?mas?'na kadar olan süreç öncesinde, özellikle de ?stanbul'un 16 Mart 1920'de ?tilaf devletlerince i?galine uzanan yo?un politik trafikte yer alan Ermeni Sorunu'na ili?kin ?ngiliz de?erlendirmelerini konu almaktad?r. Çal??ma kapsam?nda, D??i?leri Bakanl??? belgeleri (Foreign Office-FO), kabine tutanaklar? (Cabinet Papers-CAB) ve Meclis zab?tlar?n? (Parliamentary Debates-PD) içeren ?ngiliz belgelerinden örnekler verilerek, bu belgelerdeki yans?malar?yla dönemin ?ngiliz politikas? aç?s?ndan Ermeni Sorunu'nun nas?l alg?land???n?n irdelenmesi amaçlanmaktad?r.

 

1920'ye gelindi?inde ?ngiliz d?? politikas?n?n Türkiye ile ilgili öncelikli çözüm bekleyen sorunlar? aras?nda, Türk ba?kentinin gelece?i, Çatalca'ya kadar olan Trakya topraklar?n?n Yunanistan'a verilmesi, Bo?azlar?n tam kontrolü ve bu bölgede uluslararas? bir gücün bulundurulmas?, Türk hükümetinin mali durumuna ba?kent ?stanbul'dan yak?nen gözetim, ?zmir'in Yunanistan'a verilmesi gibi konular?n yan?s?ra, Erzurum'u içine alan ba??ms?z bir Büyük Ermenistan'?n olu?turulmas? -özellikle de Türk Ermenistan? (the Turkish Armenia) olarak ifade ettikleri bölgenin Büyük Ermenistan'a dahil edilmesi- ve bu bölgenin güneyinde ba??ms?z bir Kürdistan'?n 'muhtemel' olu?umu yer almaktayd?. Genel hatlar?yla, 'Do?u Sorunu' ad? alt?nda yüzy?llardan beri farkl? emperyal aktörlerce yönlendirilen Türk ?mparatorlu?u'nu parçalama stratejileri dahilinde de?erlendirilmesi gereken tüm bu konular?n, 'Ermeni Sorunu' hissesine dü?en k?sm? -az?nl?klar?n gelece?i gerekçesiyle- ?u iki boyutlu politik taban üzerinde in?a edilmekteydi:

• Az?nl?klar?n (örn.Ermeniler, Nasturiler, Keldaniler ve di?er yerli H?ristiyan unsurlar?n) güvencesi söylemi;

• Sözde 'Ermeni katliamlar?'.

?ngiliz politikas?, Türk hükümetini "katliamlar"dan sorumlu tutma tezini i?lerken, di?er taraftan da çok yönlü yapt?r?mlara [örn.etkili bir i?gal, devlet kurumlar?n?n (ordu, polis, jandarma, posta-telgraf) kontrol alt?na al?nmas?, sadece kifayetsiz bakanlar?n de?il Milli Mücadeleci liderlerin ve ?ttihat ve Terakki'nin tehlikeli addettikleri liderlerinin de tutuklanmas?, belki Meclisin de kapat?lmas? vb.] ba?vurmaktayd?. ?ngilizler, kamuoyu olu?tururken gerekçe olarak ba?l?ca ?u tezleri öne sürmekteydiler:

 

• Türkiye'de Mütareke'ye ayk?r? hareketlerin ve talimatlara uymaman?n söz konusu olmas?;

• Düzensizli?in yerle?mesi ve H?ristiyanlar?n katledilmesi riski;

• Türk hükümetinin otorite kurmadaki yetersizli?i;

• ?tilaf devletlerinin Sultan, hükümet, ?tilaf güçleri ve genel anlamda halk?n güvenli?ini garanti almas?n?n gereklili?i;

• Türklerin ve Araplar?n 'yabanc?ya kar??' ortak bir zemin olu?turma riskini ve ?tilaf devletlerinin Mezopotamya'dan Hazar'a kadar olan bölgedeki petrol rekabetinde avantaj?n? kaybetme ihtimalini azaltmak;

• Ermenistan ve Batum konular?ndaki Ankara-Moskova gerginli?ini canl? tutarak, Türk-Bol?evik ortak tehdidinin olu?ma olas?l???n? ve etkinli?ini küçültmek;

• 'Türk Ermenistan?' diye adland?rmay? tercih ettikleri bölgedeki Ermeni nüfusunun sözde 'katliamlar' ile azalt?ld???n? öne sürerek, olu?turulacak yeni Büyük Ermenistan'?, bir mandatör gücün vas?tas?yla ve ?tilaf devletlerinin 'insanî bir görevi (as a humane duty)'[1] slogan?yla  –ama asl?nda bir nevi '?ngiliz Ermenistan?' ç?kar yörüngesine oturtmak ad?na— hem Türklere hem de Bol?eviklere kar?? yaln?z b?rakmamak ve himaye etmek;

• Türkiye'deki Ermenilerin ba?l?ca iki bölgede[2] yo?un olarak ya?ad?klar?n? iddia ederek, ?ngiliz rehberli?inde buralarda 'adil bir yönetim ve e?it bir muamele' tesis edilmesine yön vermek;

• 1915 Ermeni Sevki ve 1920 Mara? Olaylar? nedeniyle Türklerin cezaland?r?lmas? ve benzer olaylara imkan tan?mamak ad?na Türk yönetiminin kontrol alt?nda tutulmas?n?n gereklili?i.

 

Ocak 1920'de ?stanbul'un Türklere b?rak?lmas? karar?n?n yank?lar? sürerken, bir yandan da Eylül 1919’daki El De?i?tirme (Suriye) Antla?mas? ile Suriye ve Çukurova (Kilikya)'da i?gal alt?nda bulunan bölgenin ?ngiltere'den Fransa'ya transferi ile ba?layan olaylar neticesinde, Frans?z askeri güçleri ve i?birlikçi Ermeni komitac?lar? Çukurova bölgesinde ve bu bölgenin bat?s?nda -özellikle Mara?'ta- Kuvay? Milliyecilerle çat??maya girmi?lerdi. Ocak-?ubat 1920'de bu eksenlerde cereyan eden Mara? Olaylar?'na dikkat çeken ?ngiliz belgeleri, Frans?zlar?n süreci yanl?? yönlendirmesinin, bölgede tehlikeli bir yerel duruma yol açt???n? ve Mara? felaketini do?urdu?unu belirtiyordu. Ayr?ca, Çukurova'daki yerel olaylar?n bir uzant?s?n?n da, iktidardaki Ali R?za Pa?a hükümetinin istifas?na giden yolu aralad??? görülmekteydi.[3] ?ngiliz belgelerine göre, Frans?zlar?n Çukurova'daki olaylardaki ba?ar?s?zl??? Ali R?za Hükümeti üzerinde bir bask?n?n olu?mas?na ve Hükümetin dü?ü?üne aç?kça katk? sa?lam??t?. Gerçi Türklerin ?stanbul'dan uzakla?t?r?lmayaca??na dair ?tilaf devletlerinin Ocak ay?ndaki karar? Türk hükümetinin elini güçlendirdiyse de, Bab?ali'ye yöneltilen ‘e?er Ermenilere kar?? k?tal, ?tilaf ve Yunan güçlerine kar?? mukavemet durmazsa’ Türklere sunulan bar?? ?artlar?n?n aleyhlerine sertle?ece?i tehdidi, hükümet için durumun ciddiyetini art?rm??t?.

 

5 Ocak'ta toplanan ?ngiliz kabinesi, Hindistan'a giden yolun güvencesi için Kafkasya uzant?lar?nda Batum-Bakü hatt?n?n önemine ve bu hat dahilindeki ba?ar?da Türklerle dost kalman?n yararlar?na dikkati çekmi?ti. Ayr?ca -askeri çevrelerin de önemle hat?rlatt??? üzere- ?stanbul'u Türklerin elinden almaman?n gereklili?ini de vurgulam??t?.[4] Ancak yine de, ?stanbul'dan Türklerin uzakla?t?r?l?p uzakla?t?r?lmamas? ile ilgili muhtelif tez ve anti-tezler de?erlendirilirken, Frans?z D??i?leri Bakanl??? Genel Sekreteri Berthelot'un 12 Aral?k 1919 tarihli notundaki ?u dört hususa da at?fta bulunulmu? ve kabinece destek verilmi?ti:

 

• Türk militarizminin -Prusya militarizmi gibi- ezilmesi;

• Karadeniz'den Akdeniz'e kadar olan Bo?azlar bölgesinin, 'tarafs?zl?k ve serbest geçi?' uygulamalar?n? etkili bir ?ekilde güvence alt?na alacak uluslararas? bir örgütün nezaretine b?rak?lmas?;

• Ermenilerin Türk idaresinden kurtar?lmas?;

• Arap ve Suriye ahalisinin Türk idaresine iade edilmemesi.[5]

 

Genel olarak ?ngiliz D??i?leri'nin, hükümetinin ve Parlamentosu'nun yakla??mlar?na bak?ld???nda ortaya ç?kan hakim e?ilim, ?ngiliz D??i?leri Bakan? Lord Curzon'un, Birinci Dünya Sava??'n?n ba??ndan itibaren "Ermenistan'?n Türkler taraf?ndan katledilen 800 binden az olmayan bir insan kayb?na u?rad???na, 200 bininin de anavatan topraklar?ndan yer de?i?imine ve sürgüne tabi tutularak Türk ?mparatorlu?u'nun di?er kesimlerine gönderildi?ine"[6] yönelik iddias?na paraleldi. Curzon'a göre, Ermeniler, Suriyeliler, Araplar, Kürtler ve di?er Osmanl? tebaas? geçmi?te kötü yönetilmi?ti. Bu nedenle bu az?nl?klar için, Birinci Dünya Sava??'n? sonland?racak bar?? antla?mas?yla baz? düzenlemeler yap?lmas? öngörülmü?tü. Ancak Türklere de Anadolu'daki ?rk, dil, gelenekte oldukça homojen olduklar? anavatan topraklar? b?rak?lm??t?. B?rak?lan bu topraklar, ?spanya'dan daha geni?, Avusturya'dan 3 kat büyük bir alana denk dü?mekteydi. Türklerin Avrupa'n?n da deste?iyle bu topraklarda gelecekte 'istikrarl? ve bar??c?l bir krall??? (a stable and peaceful kingdom)' kuracaklar?n? savunuyordu.[7]

 

Curzon, iki devletin yani "Ermenistan ve Kürdistan"?n olu?umunu, Hindistan'?n bat? s?n?rlar?ndan Akdeniz'in do?u ucuna uzanan bölgedeki ?ngiliz politikas? içinde de?erlendirmekte ve bu geni? alandaki siyaset mekanizmas?n?n i?leyi?inin yenilenmeye ihtiyaç duydu?una inanmaktayd?.[8] Di?er bir deyi?le ?ngilizler, Ermeni Sorunu'nu de?erlendirirken, Büyük Ermenistan'?n yapay olu?umunu organize etmekte ve bunu da 'Türkiye'den toprak ilhak edilmek suretiyle' ?ngiliz gözetiminde olu?turulacak bir Ermenistan tezine do?ru ta??maktayd?lar. Ancak bu tezi yönlendirirken, ikinci yapay devlet projesinin (Kürdistan) olumsuz etkilenmemesine de özen gösterdikleri dikkat çekmekteydi. ?ngiliz tezine göre: Kürtlerin ço?u politik manada Türklerden farks?zd? ve Milli Mücadelecilerin etkisi alt?ndayd?. Ancak Milli Mücadele-kar??t? olan Kürtler, parçalanm?? olmalar?na ra?men, e?er ?ngilizler taraf?ndan dikkatli bir ?ekilde yönlendirilirlerse, "Kemalizme, Bol?evizme ve 'düzensizlik unsurlar?na' kar?? bir anti-tez" olarak kullan?labilirlerdi. Fakat, di?er taraftan, ?tilaf devletlerinin Ermenilere sa?lad?klar? avantajlardan, kendilerine vermeyi planlad?klar? bölgenin s?n?rlar?ndan ve bunun büyük bir k?sm?n?n Frans?z nüfuz bölgesine dahil edilmesinden ya da ?ngiltere ile Fransa aras?nda payla??lmas? olas?l???ndan ötürü tedirgindiler ve böyle bir durumda Türklere daha da yak?nla?acaklard?.[9]

 

Ba?bakan David Lloyd George ise, Yunan Ba?bakan? Venizelos'tan esinlenen çok daha kapsaml? önerilere yer vermekteydi. Lloyd George taraf?ndan Kabineye aktar?lan Venizelos'un 5 Ekim tarihli telgraf?nda çizilen tablonun içinde, zaman içinde Yunan devletine dönü?ecek olan bir Pontus devletinin tasar?m?; ve bu yeni devletin, Ermenistan ve Gürcistan ile i?birli?i içinde hareket etmek suretiyle, Pan-?slamizme ve Rus emperyalizmine kar?? sa?lam bir bariyer olu?turmas? gibi hususlar yer almaktayd?.[10]

 

Lloyd George, Türk tezine yak?n savlar?n (örn.Montagu'nun savundu?u üzere), bar?? ?artlar?n?n adil olmas?na olanak tan?mad???n? ve Yunanl?lar, Ermeniler ve di?er halklar için adil olmayan bir ?ekilde feda edilmesine yol açaca??n? dü?ünmekteydi. ?ngiliz Ba?bakan?'na göre, baz? operasyonlar ba??ms?z bir ?ekilde Yunanl?lar taraf?ndan, baz?lar? da gerekti?inde ?ngiliz kumandas?ndaki Yunan ve ?ngiliz güçleri taraf?ndan gerçekle?tiriliyordu. Bu giri?imler, Türk olmayan nüfusun tümünü Türklerden kurtarmak içindi. Bu noktada ?ngiliz Parlamentosu dahilinde ve d???nda hemfikir olundu?unu, ancak ?stanbul'un Türklere b?rak?lmas?n?n tart??ma gündemini -bar?? antla?mas?n?n imzalanmas? arifesinde bile- halen canl? tuttu?unu belirtiyordu. Fakat yine de Lloyd George'ye göre, kar??la??lan yegane zorluk Ermenistan ile ilgiliydi. Lloyd George bu zorlu?un da kolayca a??lmas?n? diledi?ini belirtirek, "E?er biz Mustafa Kemal veya onun yap?s?ndaki herhangi birinin, izlenilen Türk politikas?n? iflas ettirmesi için güç olu?turmas?na izin verirsek; Avrupa, üzerine dü?en misyonda hazin bir biçimde ba?ar?s?zl??a u?ram?? olacakt?r" diyordu.[11] Lloyd George, Türklerin gücünün abart?lmamas?n? ve Türklerin toplam 80 bin adam?na kar??l?k ?tilaf devletlerinin 160 bin gücü oldu?unu hat?rlatt?ktan sonra; 2 Frans?z-?ngiliz-?talyan veya Yunan askeri, 1 Türk'ü yenemeyecekse, o halde ?tilaf devletlerine hangi ?artlarda bir bar?? lütfedilece?inin Türklerden sorulmas? gerekir diyerek ele?tirel bir sitemde bulunmay? da ihmal etmiyordu.[12]

 

Öte yandan, ?ngiliz askeri çevrelerinden Sava? Bakan? Winston Churchill ve Genelkurmay Ba?kan? Henry Wilson D??i?leri'ne ?stanbul'un i?gali ve bunda kullan?lan dayana??n, Batum ve Hazar'daki ?ngiliz varl??? pahas?na olaca?? uyar?s?nda bulunuyorlard?. ?ngiltere'nin Türk politikas?n?n Türkleri Bol?eviklerin kuca??na ataca??ndan ve bunun ciddi etkilerinin de tüm Ortado?u ve Hindistan'da hissedilece?inden endi?eliydiler. Churchill ?stanbul'un i?galine, Türkleri gereksiz bir ?ekilde tedirgin edece?i, masrafl? ve hiçbir amaca hizmet etmeyece?i dü?üncesiyle kar?? ç?k?yordu.[13]

 

K?sacas?, özellikle Churchill daha fazla askeri güç ve maddi olanak olmadan a??r ?artlar? Türklere kabul ettiremeyecekleri dü?üncesiyle tedirginlik ya?amaktayd?. Churchill'in bu temkinli tavr?nda muhtemelen, 1915'te Çanakkale Sava?? dönemindeki ?ngiliz-Frans?z yenilgisinden al?nan derslere kadar uzanan süreçteki ac? deneyimlerin de etkisi olsa gerekti. Churchill o tarihlerde, 20 Ekim 1915'te meslekta?lar?na gönderdi?i bir yaz?da Türk savunmas?n? k?rmak için büyük çapl? 'zehirli gaz (mustard gas)'[14] kullan?m?n? bile önerecek kadar çaresizli?e dü?mü?tü. ??in daha da ilginci, bu kullan?m?n gerekçesini bulmaya çal???rken, 'Türkler taraf?ndan Ermenilere yap?lan katliamlar' söylemine de at?fta bulunmu?tu.

 

Di?er taraftan Hindistan Bakan? Edwin Montagu, askeri güç art?r?m?n?n nereden sa?lanaca??n? sormakta ve "Hindistan'dan de?il" diye ekleyerek, gerekli oldu?unda 20-30 f?rkan?n bile bulunamayaca??n?n alt?n? çizmekteydi. Montagu, Ermenistan ve Do?u Anadolu'daki H?ristiyan Keldaniler için de "Müslümanlar?n denetiminde H?ristiyanlar?n, H?ristiyan yönetiminde de Müslümanlar?n kalmas?n?n" bölgedeki yerle?im aç?s?ndan kaç?n?lmaz oldu?unu belirtiyordu. Bu nedenle her iki taraf?n da sert tav?r tak?nmas?n?n desteklenmemesi gerekti?ini ve hiçbir büyük devletin Ermenistan mandas?n? kabul etmeyece?inin kesin oldu?unu dü?ünüyordu. Ayr?ca, Ermenistan s?n?r?n?n Erzurum'un do?usundan çizilmedi?i takdirde bölgede sava? halinin devam edece?ini ve Keldanilerin güvenli?i için Kürdistan projesinin önemini de savunuyordu. Montagu son olarak da, halihaz?rdaki Türk bar??? dahilinde geni?letilmesi arzulanan Ermenistan s?n?rlar?n?n da, korunmas? hedeflenen az?nl?klar için büyük tehlike yarataca??n? sözlerine ekliyordu.[15]

 

?ngiliz Parlamentosu'ndaki Ermeni Sorunu ile ilgili tart??malara bak?ld???nda, özellikle 26 ?ubat 1920'de Avam Kamaras?'ndaki görü?melerde oldukça ilginç yorumlara rastlanmaktad?r. Örne?in, Bonar Law ?stanbul'daki Türk hükümetinin denetlenmesi yoluyla az?nl?klar?n korunmas?na dair risklerin (örn.Mustafa Kemal'in ?stanbul'un emirlerine riayet etmemesinin ya da katliamlar?n olmas?n?n) mümkün olabilece?ini ancak yine de ?stanbul'un Türklerden al?nmas? ile az?nl?klar?n da Türklerden uzakla?t?r?laca??n? dü?ünmenin bir yan?lg? olaca??n? vurguluyordu. Binba?? Earl Winterton da, Osmanl? ?mparatorlu?u'ndan birçok H?ristiyan ile kar??la?t???n? ve bunlardan hiçbirinin Türklerin ?stanbul'dan d??lanmas?n? ya da Türkler ?stanbul'dan uzakla?t?r?l?rsa H?ristiyanlar?n hayatlar?n?n daha güvenli olaca??n? dü?ünmediklerini, tam tersine; Müslüman fanatizmini k??k?rtacak bir ?art?n Türklere sunulmamas?na özen gösterilmesini istediklerini aktar?yordu.[16]

 

Ancak, bu noktada, sert ç?k??larda bulunan Sir Donald Maclean Ermenilere yönelik katliamlar? önlemek ad?na ne yap?ld???n? sorguluyordu. Benzer ?ekilde Sir E.Carson, ka??t üstünde koruma de?il gerçek anlamda koruman?n ve çözümün nas?l hayata geçirilece?ini sormaktayd?. Dahas?, Lloyd George'nin Türklere yönelik oldukça a??r politikas?n? bile -bir anlamda- yeterince sert bulmayan Lord Robert Cecil, çok yönlü ele?tirileri aras?nda, Çukurova'n?n Ermenistan'?n gelece?i için öneminin büyük oldu?una de?inerek, Ermenistan'?n geni?letilip geni?letilmeyece?i ile ilgili net bir aç?klama yap?lmas?n? talep etmekteydi.[17]

 

Lloyd George bu ele?tiri ve sorulara cevaben, ?stanbul'un Türklere b?rak?ld???n? ve katliamlar?n belirmesi halinde ?stanbul'un geri al?naca?? uyar?s?n? hat?rlatt?. Yunan, Ermeni, Kürt ve Araplar?n ço?unlukta oldu?u yerlerde Türk yönetiminin tasfiye edilmesi politikas? izlenirken, “Haç Hilal'e kar??“ ?eklindeki eski duygular?n uyanmas?n?n Hindistan'da bile yank? bulaca??n?n gözönüne al?nmas?n?n gereklili?ini vurguluyordu. Ayr?ca, az?nl?klara yönelik bir riskin olmamas? kayd?yla ?stanbul Türklere b?rak?l?rken, Türklerin donanmas?z b?rak?lmalar?na ve Bo?azlar?n Türk denetiminden ç?kar?lmas?na özen gösterildi?ini ve Sultan'?n hükümet merkezi olarak uluslararas? ya da d?? bir etkiden izole bir yerde (örn.Konya gibi) Türklerle bar?? görü?melerinde bulunulmas?ndansa, dünyaya aç?k ve ?tilaf denetimi alt?ndaki ?stanbul'da irtibat kurulmas?n?n getirileri olaca??n? sözlerine ekliyordu.[18]

 

Tu?general Surtees ise benzer bir ?ekilde, Osmanl? ?mparatorlu?u'nun merkezinin Bursa veya Konya olmas?na yol açabilecek herhangi bir geli?menin desteklenmeyerek, Türk yönetim merkezinin ?stanbul'da b?rak?l?p denetlenmesini ve ?stanbul, Ermenistan ve Anadolu'nun üç ayr? konu olarak ele al?n?p de?erlendirilmesini öneriyordu. Albay Wedgwood da, ?stanbul'un ?ngiliz donanmas?n?n gölgesi alt?nda olmas?n?n, Bab?ali'nin Konya'da olmas?ndan daha fazla Ermeni ç?karlar?na hizmet edece?i görü?ünü benimsiyordu.[19]

 

?ngiliz Parlamentosu'ndaki öneriler aras?nda, özellikle Yak?ndo?u ve Anadolu'da bulunmu? iki milletvekilinin konuya yönelik sorgulamalar? ilginç analizler içermekteydi. Yak?ndo?u'da görev yapm?? olan Aubrey Herbert, Büyük Ermenistan dü?üncesinin, Kürtleri ayakland?rarak ya da Türkleri ?stanbul'dan uzakla?t?rarak ba?ar?lamayaca??na dikkat çekiyordu. Anadolu'nun içlerinde iyi silahlanm?? Türklerin sava?maya haz?r bulundu?unu ve bu bölgelerde ya?ayan Ermeni ve di?er H?ristiyanlar? riske atacak bir tavr?n da do?ru olmayaca??n? belirtiyordu. Bu çerçevede olay?n asl?nda, Britanya ?mparatorlu?u'nun Müslüman idealine geçit verip vermemesinden ziyade, Müslümanlara verdi?i söze sad?k kalmas? ba?lam?nda de?erlendirilmesini do?ru buluyordu.[20]

 

Türkiye'de görev yapm?? bulunan Yarbay Guinnes'in yorumu da ilginçti. Çünkü öncelikle Asya ile Avrupa aras?ndaki 'Küçük Asya' topraklar?ndan, Do?u'dan Bat?'ya 900 mil Kuzey'den Güney'e 300 millik, çok karma??k ve da?l?k bir alanda birçok din, mezhep ve ?rk?n ya?ad???, göçetti?i ve fethetti?i bir ülke olarak bahsettikten sonra,

 

•Ermenistan platosunun -medeniyetiyle birlikte- Erivan Cumhuriyeti ad?yla Rus Ermenistan?'yla bütünle?mesinin; ya da

•Halihaz?rda Fransa'n?n etkin oldu?u Çukurova bölgesinin statüsünün ne olaca??n?n ?ngilizlerce dü?ünülmesinin;

 

mevcut konum aç?s?ndan ?ngilizleri gerçek anlamda pek de ilgilendirmeyece?i yönünde hakl? bir uyar?da bulunuyordu. Ayr?ca, ?ngilizlerin kendi ç?karlar? dahilinde, aktif olarak neden Türkiye'ye gitmeyip, oray? kontrol etmediklerini ve ?ngiliz deste?iyle Türkiye'yi reforma tabi tutmad?klar?n? sorguluyordu. Ayr?ca Guinness Türkiye'deki H?ristiyanlardan bahisle; Bat? Anadolu'dakilerin oldukça iyi ko?ullarda ya?ad?klar?n?, ancak Ermenistan'?n güneyindeki da?larda ve köylerde oldukça kötü ?artlarda, esirler gibi ya?ayan H?ristiyan az?nl?klar?n bulundu?unu ve bunlar?n ço?unlu?unun Keldani ?rk?na mensup olan Katolik Keldaniler, Nasturiler, (Süryani) Yakubilerden olu?tu?unu belirterek bu insanlar?n Çukurova'daki Ermenilerden çok daha kötü ?artlara sahip olduklar?n? da sözlerine ekliyordu.[21]

 

Mart ay?na gelindi?inde, tart??ma gündemlerine s?kl?kla Büyük Ermenistan'?n olu?umu ile paralel bir ?ekilde ta??nan ?stanbul'un statüsü ile ilgili olarak büyük çapl? geli?meler kaydedildi. ?stanbul'un ?tilaf devletlerince 16 Mart'ta i?gal edilmesine giden bir politika de?i?iminin ya?anmas? ile, blok[22] politikas?n?n uygulanmas? da imkans?z hale geliyordu. Asl?nda bunun sinyalleri, daha bir ay öncesinde bile ?ngiliz yetkili a??zlar?ndan verilmi?ti. Çünkü 28 ?ubat 1920'deki ?tilaf Konferans?'nda, Lloyd George konuya aç?kl?k getirerek ve Türk politikas?nda sert bir tavr? tercih etti?ini göstererek, Çukurova'daki Ermeni olaylar?n? ve ?tilaf devletlerinin sayg?nl???n? onarmak ve Ermenileri himaye etmek için "Sadrazam ve onun Sava? Bakan? (ya da Bakanlar?n?) di?er bakanlarla birlikte gerekirse tutuklanmal?" diyecekti.[23] Yakla??k bir hafta sonra, yeni Sadrazam Salih Hulusi Pa?a'n?n 8 Mart'ta iktidara gelmesiyle hemen hemen ayn? zamanda, ?tilaf çevreleri ?l?ml? bir politikan?n (örn.blok politikas?) uygulanmas?n?n olabilirli?ini tart???yorlard?. Gerçi üç ?tilaf Yüksek Komiseri (Robeck, de France ve Imperali) 3 ve 4 Mart'ta bulu?tuklar?nda, Çukurova'daki olaylar ne kadar büyük olursa olsun, ?tilaf devletlerinin yak?n bir gelecekte ya da halihaz?rda ?stanbul'un i?gali ya da benzer sert tedbirlerle tav?r tak?n?lmas? için gerekçe olamayaca??n? da vurgulam??lard?. Ancak Osmanl? imparatorlu?u'nun kaderine ili?kin olarak ald?klar? kararlar aras?nda, yine de, Erzurum'u içine alan bir ba??ms?z Ermenistan olu?turulmas? gibi a??r bir ko?ul yer almaktayd?.[24]

 

?stanbul'un i?gali öncesinde, ?ngiliz Sava? Bakanl???'n?n raporuna göre, Türklerin muhtemel gücü ve politik e?ilimleri de?erlendirildi?inde, güçlerin yerle?imi, haberle?me yoklu?u ve mali güçlükler Milli Mücadelecilerin yöntemlerini etkilemekteydi. E?er ?stanbul ?tilaf devletlerince i?gal edilirse, bununla paralel olarak, Trakya'daki Yunan nüfusuna ve ?stanbul'a sald?r?, ?zmir bölgesinde Yunanl?lara, Çukurova'da Frans?zlara, Ermenistan'a ve Mezopotamya'ya taarruz, genel savunma ve bekleme takti?i, bu arada da gerilla yöntemleri ile H?ristiyan nüfusa sald?rmak suretiyle ?tilaf güçlerini y?pratma yöntemleri izlenebilecekti.[25]

 

?stanbul‘da görevli Yüksek Komiser Amiral de Robeck de, ?stanbul'un i?gali ve Türkiye'nin topraklar?n?n Yunanistan ve Ermenistan için parçalanmas?n?n, Yak?ndo?u ve Orta Asya'y? ate?e verece?ine dikkat çekmekteydi. Robeck, ?tilaf Konseyi‘nin Çukurova‘daki geli?meler ?????nda Türk bar??? ?artlar?nda kat?la?an tavr?n? ele?tirerek; bu durumu, kal?c? çözümü istenilen bir bar?? giri?iminin bir ‘olay‘ üzerinde yap?land?r?lmas? anlam?na gelen, temelsiz bir politika (unsound policy) olarak görmekteydi. Robeck'e göre, ?stanbul'un i?galinin duyulmas?, Anadolu'nun içlerinde katliamlar?n ba?lamas? riskini do?uracakt?. Ancak yine de, mevcut ?artlar alt?nda, bir '?tilaf' i?gali 'Yunan' i?galinden -ehven-i ?er anlam?nda- daha iyi olacakt?.[26]

 

Di?er taraftan, Lord Curzon "Niye ?tilaf Devletleri'nin Konseyi, Sultan'?n ?stanbul'da kalmas?na izin verdi?" sorusuna cevaben, "Konsey'in Sultan'?, gelecekte Türkiye'de herhangi bir sorun ç?kmas? ihtimaline kar?? rehin olarak tuttu?u" aç?klamas?n? yap?yordu.[27] Bu ba?lamda, ?ngilizlerin önünde iki alternatif oldu?unu; bunlardan birinin Lloyd George'nin önerdi?i gibi sert bir yakla??m içerdi?ini di?erinin de Yüksek Komiserlerin de önerdi?i gibi ?l?ml? bir politika oldu?unu ancak yumu?ak bar?? ?artlar?n?n "yeniden olu?turulan Ermenistan (a reconstituted Armenia) için tüm ümitleri yok edece?ini"[28] dü?ünüyordu.

 

Özetle, Mart 1920'ye gelindi?inde Lloyd George ve Curzon, "daha sonra olabilecek Ermeni katliamlar?n? önlemek için ?stanbul'un rehin tutulaca??n?" bildiriyordu.[29] Bir ba?ka deyi?le, ?stanbul'un ?tilaf devletlerince gerçekle?tirilecek 'geçici' i?galinin görünürdeki gerekçesi, Milli Mücadelecilerin Çukurova'daki ‘hatal? tutumlar?n?n cezaland?r?lmas?‘  olarak dile getirilecekti. 15 Mart'ta Yüksek Komiserlerin i?gal öncesi son toplant?s? gerçekle?ip, ertesi gün ?stanbul i?gal edildi?inde,[30] Sadrazam Salih Hulusi Pa?a ise, Anadolu'daki Milli Mücadele hareketinin Yunan i?gali ve sonras?ndaki deh?et verici olaylara dayand???n? ve "Büyük Ermenistan ve Yunan Pontusu yaratma niyetlerine yönelik söylenti" nedeniyle de güçlendi?ini hat?rlatt?ktan sonra, ?stanbul'un i?galini çaresizce k?namakla yetinecekti.[31]

 

Sonuç

 

Ermeni Sorunu (the Armenian Question) ya da Büyük Ermenistan'?n (the Greater Armenia)  olu?umu ba?l??? alt?nda ?ngiliz belgelerinde yer alan de?erlendirmeler, siyasi tez a??rl?kl? bir nitelik ta??d???ndan, 'terimsel' anlamda analiz yapmak da yararl? olacakt?r. Bu bak?? aç?s?ndan hareketle, Ermeni Sorunu'na ili?kin kullan?lan terimlerin içeri?i, dört genel ba?l?k alt?nda de?erlendirilebilir:

 

I. Katliam(massacre)/ Mezalim(atrocity)/ Sürgün(deportation)/ Soyk?r?m(genocide):

1915 ve 1920'deki Ermenilerle ilgili geli?melere referans verilirken, Mütareke Dönemi (1918-22)'ne ili?kin ?ngiliz belgelerinde ilk üç kullan?m ?ekline rastlanmaktad?r. Sonuncu ifadenin (genocide) kullan?m? ise, Ermenilere yönelik uluslararas? emperyal tezlerin revaçta oldu?u bir di?er dönem olan So?uk Sava?'taki siyasi panaromadan itibaren yo?unla?m??t?r.

 

Türklerin Ermenileri katletti?i ya da onlara zulmetti?i yönündeki siyasi söylemlerin dozu, XX. yüzy?l?n ilk çeyre?inden beri art?? seyri göstermi? ve So?uk Sava?'tan itibaren de Türklerin Ermenileri 'soyk?r?ma' tabi tuttu?una dair iddialara varacak kadar a??rla?m??t?r. Bu durum, Birinci Dünya Sava?? s?ras?nda benimsenen geçici yer de?i?tirme uygulanmas?n?n, polemik yaratacak bir ?ekilde yans?t?lmas? olarak yorumlanabilir. Çünkü, olay?n katliam ya da zulümle tan?mland??? döneme bak?ld???nda, 1915 tarihli Sevk ve ?skan karar?n?n, vatan topraklar?n?n d???na gönderen bir 'sürgün (deportation)' bile olmad???[32]; ancak sava? içindeki zaruretten kaynaklanan ve sava?tan sonra evlerine dönmek üzere -?mparatorluk s?n?rlar? dahilinde- Suriye ve Filistin istikametinde 'tayin ve tahsis edilen mahallere' do?ru geçici bir yer de?i?tirmesi (evacuation)[33] oldu?u görülür. Dahas?, 1920 ba??nda Çukurova bölgesinde ve Mara?'taki olaylara bak?ld???nda, Türk taraf?nda düzenli bir ordu gücünün henüz olu?mad???, ancak talim-terbiyeli Frans?z düzenli ordusunun ve bunlarla i?birli?i içindeki Ermeni komitac?lar?n?n bölgedeki sivil halka yönelik ta?k?nl?klar?na kar??l?k veren Türk gücünün, halk örgütlenmesi niteli?indeki Kuvay? Milliyeci güçlerden olu?tu?u görülmektedir.

 

II. ??gal(occupation)/ ?stila(invasion)/ ?lhak(annexation): 

Büyük Ermenistan projesi, bir ilhak projesiydi. Stratejik noktalar?n (demiryolu istasyonu, köprü, liman, haberle?me a?lar?, ordu karargah?, polis karakolu, hükümet merkezi gibi) denetlenmesini hedefleyen bir askeri i?gal, ya da i?galin artç?s? olan ya?malama boyutlu bir istila olay?n?n çok daha ötesinde bir giri?imi; di?er bir deyi?le, Osmanl? Devleti’ne ait topraklar? Erivan Cumhuriyeti'ne dahil etmeyi -yani vilayat? sitte (Erzurum, Elaz??, Diyarbak?r, Sivas, Bitlis, Van) ve Çukurova'n?n Ermenistan taraf?ndan ilhak edilmesini- içeriyordu.

 

III. Ermeni-Türk ?li?kileri/ Türkiye-Ermenistan ?li?kileri/ Ermeni Terörü:

Türk-Ermeni ili?kileri denildi?inde, Osmanl? ?mparatorlu?u'ndaki 'Ermeni milleti'nin Osmanl? toplumundaki konumu; ya da günümüzde, TC'deki Ermeni ’vatanda?’larla olan sosyo-kültürel etkile?im ve toplumsal payla??m gibi muhtelif konu ba?l?klar? akla gelebilir.

Türkiye-Ermenistan ili?kileri denildi?inde ise, 'devlet' boyutlu ve çok yönlü d?? ili?kiler kastedilmektedir.

Yukar?da ifade edilen iki ba?lam d???nda de?erlendirilmesi gereken ve Cumhuriyet Türkiyesi için beliren temel sorun ise, 'Ermeni' kimli?inden kaynaklanan herhangi bir etnik sorun (yani Ermeni Sorunu) de?il, emperyal boyutlu siyasi güçlerin Ermenilerin üzerinden sergilemeye çal??t??? entrikalar? yans?tan terör sorunudur.

IV.  Yeni Sömürgecilik ve ?mparatorluklar?n Tasfiyesi:

Genel hatlar?yla iki dünya sava?? aras?nda yer alan Yeni Sömürgecilik (1914-1945) dönemi, imparatorluklar?n dü?ü?üne(fall) de?il, fakat tasfiyesine(dissolution) sahne olmu?tur. Bu yönüyle Yeni Sömürgecilik anlay??? XIX.yüzy?ldan itibaren yap?lanarak, nihayetinde XX.yüzy?lda çizilen 'manda ve koloni' formülleriyle uygulamaya konulan bir payla??m sürecini tetiklemi?tir. O nedenle, 1920’li y?llardaki ?ngiliz belgelerinde tan?mlanan Ermeni Sorunu'na ili?kin 'etnik'  bazl? yakla??mlar içeren ifadelerin içeri?inde, dönemi itibariyle özellikle ?ngiliz ve Frans?z payla??m projelerini bar?nd?rmas? da bir raslant? de?ildir.

Osmanl? ?mparatorlu?u'nun payla??lmas?nda dönemin büyük güçleri taraf?ndan projelenen ancak Türklerin askeri, diplomatik ve siyasi ba?ar?lar? sayesinde hayata geçirilemeyen iki yapay devletten biri Büyük Ermenistan di?eri de Kürdistand?. Bu iki siyasi tez, günümüzde Türkiye'nin kar??s?na 'terör' boyutlu olarak ç?kmaktad?r. Bu tezlerin muhtemel hedefinde, örne?in, 'Ermeni ç?karlar?na yönelik bir Ermeni yurdu' yaratmak/yaratmamak ihtiyaç ve inanc?ndan ziyade, büyük ölçekli uluslaras? rekabeti yans?tan siyasi tezlere ba?vurma yönteminin benimsemesi söz konusudur.

Di?er bir deyi?le, tüm zamanlar?n en girift ba?lant?l? ve ’karma kadrolu’ görünen XX.yüzy?l siyasi rekabeti muhtemelen ince ayarlarla de?erlendirmi? olsa gerektir ki, Türkler 1915 Sevki ile Ermenileri iddia edildi?i gibi katletmediler ve sevkedilenler (yolculuklar? esnas?nda, dönemin zorlu ?artlar?ndan kaynaklanan olumsuz bir do?al ko?ul veya ola?and??? bir münferit ortam/tav?r ile kar??la?mad?klar? takdirde) Suriye-Lübnan istikametindeki yolculuklar?n? gerçekle?tirdiler. Aksi takdirde, e?er 1915’te Ermenilerin yer de?i?tirme yolculuklar?n? tamamlad?klar?na de?il de katledildiklerine dair iddialar?n gerçek oldu?una inan?lm?? olsayd?; o halde emperyalizm, postmodern süreçte, ASALA ve PKK terörünün merkez üssü olarak ve yanl?? bilgilendirme/propagandas?n? ye?ertebilece?i ve manipülasyon yapabilece?i pragmatik bir zemin olarak özellikle Lübnan topraklar?n? –bilinçli bir ?ekilde- tercih etmeyecekti. Ya da, konuyla ilgili veriler bir ba?ka aç?dan okunursa, e?er Osmanl? yönetiminin niyeti Ermenileri ’katletmek’ olsayd?, ne onlar? koruma alt?nda ve kontrollü bir ?ekilde, yakla??k ku?uçu?u 900 km’lik bir yolculu?a tabi tutma yöntemini izler; ne de yer olarak onlar?, menzile ula??p-ula?mad?klar?n? sorgulayacak bir Ermeni varl???n?n bulundu?u Lübnan bölgesine do?ru sevketmeyi tercih ederdi.

Son analizde, 'Ermeni Sorunu' ifadesi, dönemin uluslararas? rekabetini ve bu mücadelede 'Ermeni kimli?i' üzerinden yarat?lan siyasi tezleri ve emperyalizmin vitrinini tutan yapay gerekçeleri de içermektedir. Nitekim Ermeni Sorunu, bir 'siyasi tez' de?il de bir 'tarihi gerçeklik' olsayd?; bu takdirde XX.yüzy?l?n ilk çeyre?inde -mevcut çal??mam?za da konu olan dönemde- 'Büyük Ermenistan' projesi dahilinde Kafkasya'daki Ermenistan'?n topraklar?na eklenmek istenen Osmanl? topraklar?; So?uk Sava? dönemine gelindi?inde -bu kez de- "PKK terörünün 'Kürdistan' hayali" dahilinde yer almazd?. Özetle, 'Ermeni Sorunu', e?er salt olarak tarihi okumalar ve bilimsel gerçekler üzerinden de?erlendirilen bir vak?a olmu? olsayd?; farkl? süreçlerde, tarihsel tabandan yoksun ve birbiriyle çak??an 'yapay devlet' teorileri çerçevesinde politik gündeme ta??nan bir olgu olmamas? gerekti.


 

 

 

 

 

[1] David Lloyd George; Memoirs of the Peace Conference, C.II, New Haven 1939, s.810.

[2] ?ngilizlerin tan?mlad??? üzere bu iki bölge: a).Türkiye-Rusya-?ran'?n kesi?ti?i Ararat Da??'n?n çevresi--yani Büyük Ermenistan(Greater Armenia); b).Anadolu (Küçük Asya) ve Suriye'nin Akdeniz'de bulu?tu?u yer olan Çukurova--veya Küçük Ermenistan(Little Armenia). Bkz. ?ngiliz Ermeni Komitesi'nin uzun y?llar ba?kanl???n? üstlenmi? olan A.Williams'?n Avam Kamaras?'ndaki konu?mas?, PD, C.125, 26 ?ubat 1920, ss.2032-3.

[3] Br.Doc.VII:422, Ek.1:?ngiliz Yüksek Komiserine telgraf ; FO371/5166/E2306/262/44, Robeck=>Curzon, No.358, ?stanbul 15 Mart 1920 ; Br.Doc.VII:298-9, ?tilaf Konferans?’nda ?ngiliz Bakan?'n?n Notu, 28 ?ubat 1920.

[4] CAB23/37, Konferans.18, 5 Ocak 1920, s.121.

[5] A.g.b., s.117.

[6] PD, Lordlar Kamaras?, C.41, 4 A?ustos 1920, s.734.

[7] A.g.b., s.736.

[8] CAB24/107, C.P.1434, Curzon'un Memorandumu:'Ortado?u'nun Gelecek Yönetimi', 8 Haziran 1920, s.1.

[9] Bkz.WO106/1505/Türkiye'deki Durumun Tahlili, 9 Mart 1920; FO371/5056/E12474/3/44, Robeck=>Curzon, No.1349, ?stanbul 28 Eylül 1920, Ek:"Ryan'?n Memorandumu".

[10] CAB23/22, C.54(20), 12 Ekim 1920, ss.262-4.

[11] PD, Avam Kamaras?, C.130, 23 Haziran 1920, ss.2259-60.

[12] Br.Doc.VII:416, ?tilaf Konferans?'nda ?ngiliz Bakan?'n?n Notu, 5 Mart 1920.

[13] Bkz.CAB23/21, C.24(20), 5 May?s 1920; E.L.Knudsen, Great Britain, Constantinople and the Turkish Peace Treaty 1919-1922, Londra 1987, ss.190-1; M.Kent; The Great Powers and the End of the Ottoman Empire, Londra 1984, ss.191-2; P.C.Helmreich; From Paris to Sevres, Ohio 1974, s.279.

[14] M.Gilbert; Churchill: A Life, Londra 1991, s.327.

[15] CAB24/103, C.P.1046, Montagu=>Hankey, Hindistan Bakan?'n?n Memorandumu, 9 Nisan 1920, s.194

[16] PD, Avam Kamaras?, C.125, 26 ?ubat 1920, ss.2051-3, 2012-3.

[17] A.g.b. , ss.1951-5, 1958, 1971.

[18] A.g.b., ss.1963, 1966-70.

[19] A.g.b., ss.2020, 2023.

[20] A.g.b., s.2002.

[21] A.g.b., ss.1990-1, 1994-5.

[22] Blok politikas?, ?tilaf devletlerinin himayesine al?nmas? öngörülen Sultan'?n etraf?nda '?l?ml?' olan kesimleri biraraya getirerek, onlar? Milli Mücadele'ye olan kar??tl?klar?nda desteklemeyi içeriyordu. Bu çerçevede, ?tilaf Yüksek Komiserleri ?artlar? yumu?at?lm?? bir bar?? öneriyorlard?. Br.Doc.VII:413, ?tilaf Konferans?'nda ?ngiliz Bakan?'n?n Notu, 5 Mart 1920. Il?ml?(comparatively lenient) ?artlar, ?zmir'de, Edirne dahil Do?u Trakya'da Türk egemenli?ini ve Do?u Anadolu illerinin en az?ndan büyük bir k?sm?nda Türk egemenli?ini(suzerainty at least over a substantial portion of the Eastern Province of Asia Minor) öngörüyordu. Br.Doc.VII:379, ?tilaf Konferans?'nda ?ngiliz Bakan?'n?n Notu, 3 Mart 1920, Ek.2 (Robeck'ten 29 ?ubat 1920).

[23] Br.Doc.VII:302, ?tilaf Konferans?'nda ?ngiliz Bakan?'n?n Notu, 28 ?ubat 1920.

[24] FO371/5042/E1093/3/44, Robeck=>Curzon, No.191, ?stanbul 5 Mart 1920; FO406/43/E946/3/44, Curzon=>Robeck, No.187, Londra 6 Mart 1920.

[25] WO106/1505/Türkiye'deki Durumun Tahlili, 9 Mart 1920; Br.Doc.XIII:29, Genelkurmay memorandumu, 15 Mart 1920.

[26] Br.Doc.XIII:53-4, Robeck=>Curzon, No.317, ?stanbul 1 Nisan 1920; Br.Doc.XIII:19, Robeck=>Curzon, ?stanbul 9 Mart 1920.

[27] Br.Doc.VII:298-9, ?tilaf Konferans?'nda ?ngiliz Bakan?'n?n Notu, 28 ?ubat 1920.

[28] Br.Doc.VII:413-4, ?tilaf Konferans?'nda ?ngiliz Bakan?'n?n Notu, 5 Mart 1920. Curzon, gözden geçirilerek izlenebilecek bir bar?? alternatifinde, Ermenistan olu?umunun "belli bir dereceye kadar(an Armenia of a certain size is to be constituted)" gerçekle?tirilmesini de?erlendirmekteydi.

[29] Bkz.Br.Doc.VII:414(Curzon için), 417(Lloyd George için), ?tilaf Konferans?'nda ?ngiliz Bakan?'n?n Notu, ?stanbul 5 Mart 1920. Lloyd George, a.g.e., C.II, s.832.

[30] FO406/43/E1693/3/44, Robeck=>Curzon, No.238, ?stanbul 16 Mart 1920.

[31] Br.Doc.XIII:43, Robeck=>Curzon, No.247, ?stanbul 18 Mart 1920.

[32] Nitekim -örne?in- E.Aslan, Türk-Ermeni ili?kileri ile ilgili Türkçe ve uluslararas? kavramlar ba?lam?nda özel bir lügatçenin haz?rlanmas?n?n önemini örnek aç?klamalar?yla vurgulamaktad?r. Esat Aslan; "Fransa Ulusal Meclisinde 'Ermeni Soyk?r?m Yasas?'n?n Kabul Edilmesinden Sonraki Yeni De?erlendirmeler", Osmanl?'dan Günümüze Ermeni Sorunu, Yeni Türkiye yay?n?, Ankara 2001, ss.238-9. Sonyel de ?ngilizce eserinde, 'propaganda amaçl? yanl?? bilgilendirme ve terimsel sapt?rmalara' ayr?nt?l? bir ?ekilde de?inmi?tir. Salahi Sonyel; The Great War and the Tragedy of Anatolia, TTK yay?n?, Ankara 2001, Bölüm 6.

[33] Örne?in, bu hükümet karar? 'the Provisional Law of Relocations'  ?eklinde de ifade edilebilmektedir. Sonyel, a.g.e., s.114.
 

 ----------------------
* Anakara Üniversitesi, Tarih Bölümü Öğretim Üyesi - neseozden@gmail.com
- ERMENİ ARAŞTIRMALARI, Sayı 25, 2007
            Tavsiye Et

   «  Geri
Yorumlar