| | | Kitap Tahlili: Sadettin Paşa'nın Anıları, Ermeni-Kürt Olayları (Van, 1896) Hasret DİKİCİ* ERMENİ ARAŞTIRMALARI, Sayı 11, Sonbahar 2003 | |
| Yazar: Sami ÖNAL
(İstanbul: Remzi, 2003), 166 sayfa. ISBN 9751409379
Sadettin Paşa’nın anıları Osmanlı İmparatorluğu’nun son dönemine tanıklık ediyor. İmparatorluğun çöküşe geçtiği bu dönemde etnik çatışmaların yaşanması dış müdahaleye ortam hazırlamış oluyor. Osmanlı Devleti ise Batı’dan gelen eleştirileri Tanzimat ve Islahat Fermanları’yla savuşturmaya çalışıyor. Islahatların ardından bir Teftiş Komitesi kurularak Anadolu’daki azınlık halklarla ilgili iddialar inceleniyor. Yazar Sami Önal bu komitenin başında bulunan Sadettin Paşa’nın anılarını kaleme alıyor.
Sadettin Paşa’nın kendi kaleminden çıkan günlüğünü okumak okuyucuyu şaşırtıyor, çünkü çatışmaların ve tartışmaların içinde yer alan baş aktörlerden biri olmasına rağmen Sadettin Paşa olayları nesnel bir gözle değerlendirmeye çalışıyor. Sadettin Paşa gelişmelere karşı tarafsız kalmaya çalışıyor ve her iki tarafı da eleştiriyor. Bu eleştirilerin sonucunda 1915 Sevk ve İskanı’nın nedenleri ve dönemin yönetim sistemi hakkında önemli ipuçlarına ulaşıyoruz.
Teftiş Komitesi 17 Mart 1895’te Trabzon’dan yola çıkıyor ve Ermeni nüfusunun yoğun olduğu Gümüşhane, Erzurum, Bitlis ve Van’a uğruyor. Komitenin araştırmaları 21 Kasım 1896’da sona eriyor ve Sadettin Paşa yetkili mercilere konu hakkında bir rapor veriyor. Bir yandan da resmi rapora yazamadıklarını günlüğünde anlatıyor.
Günlüklerde temel iki tartışmaya rastlıyoruz. Herşeyden önce Sadettin Paşa Hamidiye Alayları’ndaki başıbozukluğa ve bunun sonucunda onların bulunduğu yerdeki halkın rahatsızlıklarına dikkat çekiyor. İkinci olarak, Ermeni topluluğunun önde gelenlerinin var olan gerginliği İngiliz, Rus ve İran konsoloslukları ile Amerikan misyonerlerinin desteğini almak amacıyla nasıl kendi çıkarlarına kullandıklarına yer veriyor.
Birinci durumda alayların toplumsal huzursuzluğa neden olmalarını Hamidiye Alayları’ndaki askerlerin zengin gördükleri gayrimüslimlere yoksullukları ve bağlı bulundukları aşiretlerin baskıları nedeniyle kötü muamele yapmalarına bağlıyor. Sadettin Paşa alayların giysilerinin düzensiz olmalarını ve disiplinsizliklerini eleştiriyor ve yoksulluklarını anlatıyor. Hamidiye Alayları’na yönelik gözlemleri aslında bir zamanlar dünyanın en büyük ordularından biri olan Osmanlı ordusunun son dönemdeki çöküşünü ifade ediyor. Paşa günlüklerinde sokakta karavanalarını satan askerleri anlatıyor. Alayların yoksulluklarının yanında kaymakamlar da dahil idarecileri aşağıladıklarını belirtiyor. Sadettin Paşa’ya göre Hamidiye Alayları birçok suç işliyordu ve ne onları cezalandıracak bir hükümet ne de soruşturmayı yürütecek memur vardı.
Sadettin Paşa bir yandan da Ermeni topluluğunun önde gelenlerinden kötü niyetli faaliyetlere katılanlardan bahsediyor. Bahsekonu kişiler Batılı güçlerin desteğini ve korumasını kazanabilmek için kendilerini kurban gibi gösteriyor. Bazı yerlerde Ermeni topluluğunun önde gelenleri gizli yollardan Kürt aşiretlerinin itaatsiz Ermeniler’e saldırmasını sağlıyor. Sadettin Paşa’ya göre bu kişiler ayrıcalık elde amacıyla Kürt grupları provoke ediyordu, hatta Bab-ı Ali’nin müslümanlara gayrimüslimlerin malını ve canını helal ettiği yönünde dedikodular çıkarılıyordu. Saldırılar gerçekleşince aynı kişiler kurban oldukları ve korunmaya muhtaç oldukları gerekçesiyle konsolosluklara ve misyonerlere gidiyordu.
Sadettin Paşa olayları değerlendirirken sorunların uzun yıllar boyunca gerçekleşen olaylara dayandığı sonucuna varıyor. Müslüman Kürt aşiretleri dedikodulara inanmamaları gerektiği, bu dedikoduların İslama aykırı olduğu ve Ermeniler tarafından uydurulduğu yönünde uyarıyor. Ermeni topluluğunun liderlerine ise Osmanlı’nın güçlü dönemlerini ve eğitim, memuriyet ve kamu hizmetlerinden yararlandıklarını hatırlatıyor ve Osmanlı’ya sadık kalmalarını istiyor.
1915 Olayları’na ve hem Ermeni hem de Kürtler’le ilgili gerginlere yeni bir bakış getirmesi açısından Sadettin Paşa’nı anıları önemli bir kaynak olma özelliği taşıyor. Gözlemleri ve her iki tarafı da eleştirirken tarafsız bir tutum takınması kitabın değerini artırıyor.
| | | ---------------------- * - - ERMENİ ARAŞTIRMALARI, Sayı 11, Sonbahar 2003 | | | | « Geri | | | |
| |